Terim, gruplar arası işbirliğinin çoğunlukla grup üyelerinin fikir birliğine varabilmesiyle açıklandığı bir dönemde, birbirinden farklı amaçları ve ön kabulleri olan grupların fikir birliğine varmadan da birlikte çalışabiliyor olduğunu tartışabilmek için ortaya atılmıştır (Star, 1988; Star ve Griemeser, 1989). Terimi ortaya atan yazarlardan Star (2010), günümüze kadar geçen sürede terimin çok sayıda yazarın çalışmasında yeni bir hayat kazandığının altını çizmiş, gelen eleştirilere terimin orijinal anlamını hatırlatarak cevap vermiştir.
Bir nesnenin ya da olgunun sınır nesnesi olabilmesi için Star ve Griemeser’e (1989) göre bazı kriterleri aynı anda karşılaması gerekmektedir. Bunlardan birincisi yorumlama esnekliğidir (interpretative flexibility), ve bir olgunun farklı bağlamlarda farklı anlamlar kazanabilmesi olarak tanımlanabilir. Örneğin kuşlar, bir grup avcı için potansiyel hedef/av olarak algılanabilirken, çevrebilimciler için korunması gereken canlılardır. Ancak bu özellik çevremizdeki neredeyse tüm nesne/olgular için geçerli olabilir. İşte terime gelen temel eleştiriler de buradan kaynaklanmaktadır. Ancak Star (2010), sınır nesnesinden bahsedebilmek için bu kriterin gerekli fakat yeterli olmadığını belirtmiştir.
Bir olguyu sınır nesnesi haline getiren önemli bir diğer kriter, nesnenin ‘çözünürlüğünü’, yorumlama esnekliğini mümkün kılmak adına, olabildiğince düşük tutan pratiklerin var olması ve bu pratiklerin farklı grupların o nesne üzerine belli bir fikir birliğine varmadan iş birliği yapabilmesini sağlamasıdır. Bu sebeple Star’a (2010) göre yorumlama esnekliği barındıran tüm olgular, ancak belli bağlamlarda sınır nesnesi haline gelebilirler.
Örneğin, çevrebilimcilerin kuşların korunması için bürokrat ve politikacılarla birlikte çalışması gerekir. Ancak iki grubun da öncelikleri farklı olabilir. Buna rağmen çevrebilimcilerin, kuşların neden korunması gerektiği üzerine bürokrat ve politikacılarla hemfikir olmak zorunda olmadan da iş birliği yapması gerekir. Bu aşamada kuşların fonksiyonlarının birden fazla tanımına rastlarız. İşte bu örnekte sınır nesnesi, bu iki grubun kuş kavramı/fonksiyonu etrafından fikir birliğine varmadan da beraber çalışabilip onları korumak için gereken politikaları oluşturabilmesini mümkün kılan pratiklerin bütünüdür.
Yazar: Selen Eren
Editör: Kaya Akyüz
Anahtar Kelimeler: Trading zone, boundary organization, sınır işi, interpretative flexibility, işbirliği, collaboration.
Kaynakça
Star, S. L. (1988). The structure of ill-structured solutions: Boundary objects and heterogeneous distributed problem solving. M. Huhns ve L. Grasser (Ed.). Readings in distributed artificial intelligence içinde (s. 37-54). Menlo Park, CA: Kaufman.
Star, S. L., ve J. Griesemer. (1989). Institutional ecology, ‘Translations’, and Boundary objects: Amateurs and professionals on Berkeley’s museum of vertebrate zoology. Social Studies of Science 19:387-420.
Star, S. L. (2010). This is not a boundary object: Reflections on the origin of a concept. Science, Technology, & Human Values, 35(5), 601-617.
Okumuş olduğunuz içeriği akademik çalışmalarınız için yararlı bulacağınızı umuyoruz. Bu içerikten araştırmalarınızda faydalanmanız durumunda APA formatında hazırlanmış aşağıdaki alıntılama örneğini kullanabilirsiniz. Lütfen alıntı yaparken erişim adresinin açık bir şekilde belirtildiğinden emin olunuz. Araştırmalarınızda başarılar dileriz.
Eren, S. (t.y.). Boundary object: Sınır nesnesi. K. Akyüz (Ed.) iris: Kitle Kaynaklı Türkçe STS Ansiklopedisi (Kış 2020 Yayını) içinde. Erişim adresi (Erişim tarihi): https://irisansiklopedi.net/2020/06/03/sociotechnical-imaginaries-sosyoteknik-tasavvurlar/.